Rusya da ürünlerinizin taklit edilmesine izin vermeyin !
Tüm dünyada üretim tekniklerinin gelişmesi ve yaygınlaşmasına paralel olarak Rusya Federasyonu pazarında da birbirine benzer ürün ve hizmetler artık çok daha kolay ortaya çıkabiliyor.
Bugün en üstün teknolojinin bile 6 ay içerisinde kopyalanabilmesi söz konusu. İşte bu ortamda, Türk firmaları Rusyada kendilerine orijinal ürün ve hizmetlerle yer edinmeye çalışıyorlar, pazar paylarını artırmak ve Rusya dad aha fazla müşteriye ulaşmak için yeni model ve ürünler oluşturma yoluna gidiyorlar. Bu noktada büyük emek ve harcamalarla oluşturulan yeni ürün ve modellerin taklitlere karşı korunması daha da büyük önem taşıyor.
Firmalarımızın yüklü bir emek ve harcamayla oluşturduğu bu ürünler birileri tarafından taklit edilerek haksız bir rekabet yaratılıyor, ürün ve firma prestij kaybına uğruyor. Özellikle tekstil, hazır giyim, mobilya, makine ve gıda gibi sektörlerde yani ürünün görselliğinin öne çıktığı alanlarda, endüstriyel tasarımların Rusya da korunması en az onların oluşturulması kadar önemli oluyor.
Bu korumanın Rusya da yasal yoldan sağlanmasının tek yolu ise tescil belgesinin alınması.
Yeni ürünler ,desenler , modeler , vb. gerçek sahipleri tarafından tescil ettirilmedikleri takdirde Rusya da karşılarına ciddi bir taklit sorunu çıkıyor. Örneğin, Rusya piyasasında çok tutulan bir tekstil ürünün deseni kolayca başkaları tarafından alınıp uygulanabiliyor. Bu deseni yaratan firma eğer endüstriyel tasarım tescil belgesine sahip değilse, taklitleri seyredip, üzülmekle yetiniyor. Fakat tescile sahip bir firma, hakkını yasal yoldan arayarak, hem zararını tazmin etme yoluna hem de benzer olayların bir daha yaşanmaması için örnek bir çalışma yoluna gidiyor.
Özellikle aynı sektörde faaliyet gösteren firmalar birbirlerinin çalışmalarını çok yakından takip ediyor. Taklit sorununun en yoğun yaşandığı yerlerden biri de fuarlar oluyor. Herhangi bir sektörel fuarda yeni ürünlerini sergileyen firma, kısa bir süre sonra beğenilen ürünlerinin benzerlerini piyasada görebiliyor. Rusyada ki rekabetin yanısıra uluslararası pazarlara açılan ya da açılmayı hedefleyen firmaların da bu yeni arenaya hazırlıklı olması gerekiyor. Bu konuda en ciddi örnekler yurtdışı fuarlarda yaşanıyor. Geçtiğimiz yıllarda aralarında Türk firmalarının da bulunduğu bir grup işadamı Fransada katıldıkları bir fuarda taklitçilik suçlamasıyla gözaltına alınmış, uzun süren hukuki mücadeleye girmek zorunda kalmışlardı.
Taklitlerle uğraşmak büyük zaman ve para kayıplarına yol açmanın yanı sıra çoğu kez firmaların ticari itibarlarını ve faaliyetlerini de olumsuz yönde etkiliyor. Firma tarafından, piyasadaki kötü örnekler, taklitler “Bana ait değil” dese bile tüketicinin bunu anlaması, duyması kolay olmuyor. Yeni ve özgün tasarımların tescil yoluyla koruma altına alınmaması durumunda aslında tasarımcı kendi hakkını taklitçilerle paylaşmış oluyor. Haksız rekabete, haksız kazanca ses çıkarmamış oluyor. Örneğin, dekoratif ürünler üreten bir firmanın ürünleri çok beğeniliyor, satışlar çok iyi. Bir süre sonra taklitleri piyasada boy göstermeye başlıyor. Fakat, tasarım tescil belgesi yok ve başvuru için gerekli yasal süreyi kaçırmış. Taklitler o ürünler kadar güzel değil, maliyetleri daha düşük, kalitesiz ve daha ucuza satılıyor. Sonuçta tasarım sahibi firmanın satışları düşmeye başlıyor. Bu konuda hizmet veren profesyonel bir hukuk firmasıyla çalışması işleri büyük ölçüde kolaylaştıracak. Tescil öncesi yapılacak araştırmalar, ürünün tescil kriterlerine uygunluğunun araştırılması, tescil için gerekli başvuru evraklarının hazırlanması, yasal sürelerin iyi takip edilmesi gibi unsurların profesyonel bir ekip tarafından incelenip, işlemlerin gerçekleştirilmesinde yarar var. Yasal çerçeve taklit yoluna başvuranlar hakkında ağır cezai ve hukuki yaptırımlar içeriyor. Milyonlarca dolarlık para cezalarının yanı sıra, ürünü taklit edilen firmanın zararının tazmini, taklit ürünlere el konulması, toplatılması, taklitçi firmanın kapatılması, ticaretten surely veya süresiz men edilmesi, taklit yapan firmanın basın yoluyla kamuoyuna açıklanması gibi yaptırımlar hukuki korumanın getirdiği hakların bir bölümüdür.
Rusya Federasyonunda marka tescili neden gerekli?
Marka tescilinin ne olduğu ve firmaya neler kazandıracağının yanında marka tescilinin yapılmadığı durumlarda neler kaybedileceğinin de anlaşılması gerekmektedir.Türkiyedeki firmaları gözlemlediğimiz zaman, çoğunun düşüncesi; olabildiğince çok ürünü Rusya da satmak. Yöneticiler sadece ticari hareket ederek başarılarını Rusya ya yapılan satış miktarına göre ölçmektedirler.Herhangi bir zorlukla karşılaşmadan ihraç ettikleri ürünlerin günün birinde ,ansızın gümrüklerde tutulup, Rusya pazarına sokulmadığını görünce marka değerinin önemini ancak o zaman anlamış oluyorlar. Geç fark edilen bu durum ise ihracatçıları hem maddi hem de manevi kayba uğratmaktadır.Türk üreticiler Rusya da uzun senelerdir birlikte çalıştıkları distribütörler ya da ürünlerinin kalitesini ve satış potansiyelini fark eden girişimcilerin markalarının tescilini alıp, ürünlerin Rusya ya girişini engellemesiyle karşı karşıya kalabiliyorlar. Son yıllarda sıkça karşılaşılan bu durum, Türkiyedeki firmaların yurtdışı marka tescilini Rusyada ki yatırımın ilk ayağı olarak görmemelerinden kaynaklanıyor. Bize göre, Rusya da yüksek maliyet gerektiren pazar araştırması ve diğer işlemlerden önce yatırımları güvence altına alacak Rusya marka tescilinin yapılması gerekiyor. Aksi takdirde Rusya da markanın ve ürünlerin potansiyelini fark eden girişimciler uzun süre beklemiyorlar. Bu konuya vereceğimiz en güzel örneklerden biri Türkiyenin önde gelen firmalarından birinin başına gelenler. Sorun Türk firmasının, yıllardır Rusya da çalıştığı distribütörün markanın tescilli olmadığını fark etmesi ve daha sonra markayı kendi adına tescil ettirmesiyle başlıyor. Distribütör Rus firması, her şeyden habersiz olan Türkiyedeki firmanın yolladığı ürünlere, kaçak olduğunu iddia ederek gümrüklerde el konulmasını sağlıyor. Türk firmasının gereksiz ve pahalı olarak gördüğü yurtdışı marka tescil masraflarına katlanmaması, daha sonra markasını geri alabilmek için verdiği savaşta 200 bin Dolardann farzla harcama yapmak zorunda kalmasına neden oluyor. Ancak, bu tür sorunlar ortaya çıktıktan sonra yapılan hukuki mücadele ve harcanan bedele rağmen her zaman başarı elde edilemiyor. Zaman ve markanın prestij kaybı ihracatçıya daha pahalıya mal olabiliyor. Yazının başında da belirttiğimiz gibi, Rusya da herhangi bir yatırıma başlamadan önce yatırımın ilk ayağı olarak markanın Rusya Federasyonunda tescil edilmesini öneriyoruz. Böylece daha sonra yapılan yatırımlar güvence altına alınmış oluyor. Buna en güzel örnek olarak, ABDli üretici firmalarının Rusya da ürünlerini pazara sürmeden en az 2 yıl önce markalarını tescil ettirmelerini gösterebiliriz.
Markanızın Rusyada tescili için mutlaka kuruluşumuza başvurunuz.